Deniz ahtapotları hakkında oldukça ilginç bir durum ortaya çıktı. Yapılan araştırmalar sonucunda dişi ahtapotların yumurtalarını bıraktıktan sonra yemek yemeyi bırakarak kendilerini yaralamaya başlayarak derilerini kopardıkları ortaya çıktı. Deniz ahtapotlarının çiftleşme sonrasında kendilerine zarar vermelerinin sebebini araştıran Deniz biyologları konuyla alakalı oldukça enteresan bir sonuçlar karşılaştı. İşte çiftleşme esnasından sonra ahtapotların kendilerine zarar vermelerinin nedenleri!

Ahtapotlar çiftleştikten sonra neden kendine zarar veriyor?

Dişi deniz ahtapotlarının çiftleşme sonrasında kendilerine zarar verdikleri, yumurtalarını bıraktıktan sonra dokunaçlarının uçlarını ısırdıkları, yemek yemeyi bıraktıkları ortaya çıktı. Çiftleşme durumundan sonra ortaya çıkan bu durumun sebebini araştıran deniz biyologları konuyla alakalı oldukça enteresan bir bilgiye ulaştı. Yapılan araştırmalar sonucunda çiftleşme ve yavrulama gibi süreçler dişi ahtapotlarının moleküler yapılarında büyük bir değişimin oluşmasına neden olurken, meydana gelen bu değişimin ahtapotların yaşamlarına son vermeleriyle sonuçlandığını açıkladı. Ahtapotlar hakkında bilinen bilgilerin arasında yer alan yetimlik hissinin bu süreç dolayısıyla geldiği düşünülüyor. Ahtapotlar çiftleşme sonucunda yumurtalarını bıraktıktan sonra hayatlarına son vermeleri yetimlik hissinin oluşmasına neden olarak diğer tüm zincirin de bu şekilde oluşmasına neden olduğu belli oldu.

Dişi ahtapotların yumurtalarını bıraktıktan sonra yemek yemeyi bırakarak kendilerini yaralamaya çabaları DNA moleküllerinde meydana gelen değişim dolayısıyla oluştuğu düşünülmektedir. Yumurtadan çıkan yavru ahtapot dünyaya geldiği ilk anda annesi çoktan hayatını kaybetmiş oluyor ve doğduğu ilk anda yetim olarak dünyaya geliyor. Annesini doğmadan kaybeden yavru ahtapotları birkaç ay sonra da baba ahtapotu kaybediyor. Deniz altında yaşayan ve türleri dolayısıyla pek çok farklılıkları bünyesinde barındıran ahtapotlar hakkında bilinmeyen tüm sırlar birer birer ortaya çıkmaya başladı. Bilim insanlarının uzun süredir dikkatlerini çeken deniz ahtapotları, bilim insanlarının ilgi odakları oldu ve 1 yıllık ömürlerinin altında bir sırrın yattığını düşünerek gereken çalışmaları başlattı. Yapılan araştırmalar sonucunda çiftleşme sürecine giren ahtapotların, üreme davranışlarında belli ölçülerde değişimlerin meydana geldiği düşünülmektedir. Çiftleşme sürecini tamamlayan ahtapotlar hormonlarını ve bedenlerini kontrol edemeyerek çiftleşmenin sonucunda vücutları tarafından salgılar dolayısıyla büyük ölçülerde değişimler yaşadığı belirlenmiştir. Ahtapotların çiftleşme sürecinden sonra salgıladıklarına optik salgı olarak nitelendirilirken, bu salgının gözle herhangi bir bağlantısı olmamasına rağmen, cerrahi işlem ile bu salgı bezlerinin alınması ahtapotun ömrünün uzadığına yönelik bir çıkarımla son bulmuştur.

İLGİLİ MAKALE  Dünyanın en enteresan hayvanı ahtapotun '8 bilinmeyen' özelliği (Kaynak: soru.com.tr)

 

Yapılan açıklamalar sonucunda 80 yıllık bir deney hipotez sonucunda, üreme davranışı büyük ölçüde etkileyen optik bezlerin kimyasal süresi ilerlettiği belirlendi. Kaloforniya sularında yüzen ve bu bölgeye ait olan ahtapotlar üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda dişi ahtapotların optik bezleri, kolesterol sevilerinde büyük değişimlerin oluşmasına neden olurken bu değişimin yaşam sürecinde mutlak farklılıkların oluşturduğu belirlenmiştir. Washington Üniversitesi’nde konuyla alakalı çalışmalar gösteren Z. Yan Wang şu şekilde açıklamalarda bulundu “Kolesterolün beslenme açısından ve vücuttaki farklı sinyal sistemleri içinde önemli olduğunu biliyoruz. Hücre zarlarının esnekliğinden stres hormonlarının üretimine kadar her şeye dahil oluyor. Ancak bu yaşam döngüsü sürecinde de rol oynadığını görmek büyük bir sürprizdi.”