Dünyanın en tuhaf hayvanları arasında yer alan ahtapotun, diğer hayvanlara nazaran oldukça farklı özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikler ahtapot cinsini diğer hayvan ırkına göre oldukça farklı boyuta taşımaya yardımcı oluyor. Uzun yıllardır ahtapotlar üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda oldukça farklı özelliklere saptanırken, bu özelliklerden en çok ilgi çekeni şüphesiz ahtapotların çiftleşme evresinden sonra hayatlarına son vermesi olmuştur. Ahtapotlar üzerin yapılan sayısız araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sonuçlara ulaşmak ve ahtapotların 8 bilinmeyen özelliklerini öğrenmek için haberimizin detayını inceleyebilirsiniz.

Ahtapotların bilinmeyen özellikleri nelerdir?

Tarih boyunca okyanusların gizemi en büyük olan hayvanların bir tanesi olan ahtapotlar, uzun yıllardır en çok merak edilen ve üzerine bir hayli fazla araştırma yapılan hayvanların başında gelmektedir. Ahtapotların bu gizemini çözmek için çeşitli araştırmalar yapan araştırmaların uzun yıllar sonucunda ortaya çıkardığı ve ahtapotlara dair bilinmeyen 8 farklı özelliği sizler için derledik. İşte ahtapotların bilinemeyen o özellikleri;

  1. Ahtapotların diğer canlı ırklarına nazaran iki tane daha kalbi bulunmaktadır. Toplamda üç tane kalbi bulunan ahtapotların kalp organının çalışma prensibi de haliyle çok daha farklı oluyor. 3 kalpten iki tanesi kanı solungaçlarının ortasına götürürken geriye kalan bir kalbi ise kanı organlarına götürmeye yardımcı oluyor. 3 kalbi bulunan bu canlıların yüzme esnasında kalplerinin durduğu belirlendiği için, yüzme yerine emeklemeyi tercih ettikleri biliniyor.
  2. Ahtapotların gözdelerinde bulunan kollarının da kendilerine ait akılları bulunmaktadır. Ahtapotların nöronlarının üçte ikisi kafalarında değil, kollarında bulunmaktadır. Bu noktada kollarında ayrıca bir akla sahip olan ahtapotların, gövdesi bir mağaranın içerisine bakabilme potansiyelinde bulunurken kolları ise herhangi bir yiyecek avının peşinde olabilir. Ahtapotların kollarında da ayrıca akıl bulunurken, kolların vücuttan ayrılma durumunda da ahtapot tepki vermeye devam etmektedir. Bu noktada yapılan araştırmalar sonucunda ahtapotun gövdesinden kopan bir kolun uzmanlar tarafından incelemeye alındığında kolun hareket ederek tepki verdiği gözlemlenmiştir.
  3. Ahtapotun reaksiyon sonucunda ortaya çıkardığı mürekkep durumu sadece gizlenmek amacıyla değil aynı zamanda saldırı amacıyla da salgılanmaktadır. Ahtapotun salgıladığı mürekkepte tirozinaz adında bir bileşen bulunmaktadır. Bu bileşen ise ahtapotun şu şekilde yardımcısı oluyor. Ahtapota karşı yapılan herhangi bir saldırı sonucunda ahtapot bu mürekkebi karşısında bulunan canlıya püskürterek karşısındaki etkisiz hale getirmeye başlıyor.
  4. Okyanusun en gizemli hayvanlarından bir tanesi olan ahtapotların kanı mavi renklidir. Ahtapotların kanlarında demir bazlı bir kan yerine bakır bazlı bir kan bulunurken, bu durum dolayısıyla da ahtapotların kanları kırmızı yerine mavi bir renkte olmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda denizin ph değerinin düşmesi sonucunda ahtapotlar yeteri kadar oksijen salınımında bulunamazlar ve durum böyle olunca da iklim değişikliği sonucunda ahtapotlar üzerinde ne gibi bir değişiklik olacağı merak edilen konular arasında yerini alıyor.
  5. Ahtapotlar bazı milletlere göre daha çok erotizimin simgesidir. Örneğin Japonya milletindeki kişilerin çizdiği karikatürlerde ahtapotlar genellikle erotizmi simgeleyen metaforlar olarak kullanılmaktadır.
  6. Çiftleşme sürecini geçiren dişi ahtapotlar çiftleştikten sonra kendilerini ölüme terk ederler. Çiftleşme sürecini tamamladıktan sonra ahtapotların dişi olanları yeme ve içme durumunu tamamıyla keserken, solungaçlarını yemeye ve kendini intihara itiklemeye başlamaktadır.
  7. M.Ö 350 yılında Hayvanlar Tarihi adlı kitabında, hayvanların yaşamalarıyla alakalı pek çok bilgiyi kaleme alan Aristoteles ahtapotlar için şu cümleleri kurmuştur. “Ahtapot aptal bir yaratıktır, bu yüzden bir insan elini suya yaklaştırırsa ona yaklaşır. Ama kendi doğasında havalı ve kurnazdır, kendi yuvasına zulalar kurar. Yenebilecek her şeyi yedikten sonra kabukları ve yengeç derilerini, kabuklu balıkları ve kılçıkları dışarı atar.”
  8. Ahtapot kelimesinin İngilizce karşılığı olan octapus, Yunanca sekiz ayaklı anlamına gelen “októpus” sözcüğünden gelmektedir.
İLGİLİ MAKALE  Bilim insanları çiftleştikten sonra kendini yok eden ahtapotların sırrını ortaya çıkardı! (Kaynak: soru.com.tr)