Kilo vermek ve bunun için diyet ya da spor yapmak zaman zaman oldukça zorlaşan bir durumdur. Kilo vermek için zorlu diyetler yapmanıza gerek yok. Dr. Ayşegül Çoruhlu, yiyerek nasıl zayıflanacağından bahsetti.

Kana karışmadan yakın

Ayşegül Çoruhlu, sözlerine “Konumuz, hareket ederek yediğimiz yemeği yakmak. Arkadaşlarım bir şeyler yedikten sonra “Hadi otoparka yürüyelim ve yediklerimizi yakalım” derler. Ben de o iş o kadar kolay olmadığı için gülerim. Hakikaten yediğini yakmak zor. Yediğin yağa dönüştüyse, onu oradan çekip yakmak zordur. Yediğini daha yağ olmamışken ve kanda şeker olarak geziyorken yakalamak kolay. Yediğimiz her şey kanda dolanıyor ve insülin de onu ne yapacağına karar veriyor. Eğer bizim ihtiyacımızdan fazlaysa, tabii ki onu yağ olarak depoluyor çünkü evrimsel olarak kıtlık dönemlerine hazırlık için binlerce yıldır fazla gelen yiyecek depolanır. Yediğimizin kanda yükseldiği anda, insülin ortaya çıktığı anda insülinin kafasını karıştıracak ufak bir hareket yaparsak gerçekten de yediğimizi yakma şansımız var.” diyerek başladı.

Pik saatinde kımıldayın

“0. saatte bir açlık şekerimiz var. Aradan 2 saat geçtikten sonraki değere de tokluk şekeri denir. Bu iki saat içerisinde ne yersek yiyelim 2.saatteki değere yakın olması gerekir. Baştaki açlık şekerim 85 ise, diğerinin de 80-85-90 civarında olması lazım. Başta 85 iken bir anda 120 gibi bir değere yükseliyorsa, beslenmeyi değiştirmek tavsiye edilir. Açken kan şekerimiz belli bir seviyede. Yemek yendiğinde bizim kan şekerimiz birinci saatte pik yapacak ve sonra yavaş yavaş düşecek. Şekerin yavaş yavaş yükselmesini gözlemleyen bir gözcü var, o da pankreas. Pankreas şekeri ona göre verecek ve insülin de uygun bir şekilde yükselip azalacak. İnsülin, pik olduğunda indirmek için salınması gerektiğini düşünür. Pik noktasında 135 değerinde bir şeker görürse ATP enerjisi olacak kullanacak. Bu noktada ihtiyacımız olmayan kısmını konuşuyoruz. ATP için ve hareket için kullanacak. Bunlar yapılamıyorsa insülin, bu şekeri yağ olarak depolayacak ve bu da kilo anlamına gelir. İnsülin o arada karar verecektir. Bu karar, hareket varsa ihtiyaç oluşuyorsa ATP olarak depolamak ya da böyle bir ihtiyaç yoksa yağ olarak depolamak. İnsülinin bu kararı verme aşamasında en kritik nokta, harekettir. Birinci saatte hareket halinde misin yoksa yatay halde misin? Demek ki biz pik saatinde kımıldarsak, bu şekerin kaderi enerji olacak.” dedi.

İLGİLİ MAKALE  Burundan nefes almak hayati önem taşır. Dr. Ayşegül Çoruhlu, burundan nefes almanın önemine değindi

İnsülini susturun

Dr. Ayşegül Çoruhlu, “Bu durumda bizim için en akıllıca hareket, bir öğün yediğimiz zaman doğru dengelememizdir. O sırada elma da yesek baklava da yesek onu dengelemek lazım. Baklavadaki pik seviyesi yüksek olduğundan ihtiyacımızdan fazlası olur ve yapmamız gereken şey o şeker kana karışmadan göndermektir. Hazır yakıt olarak dolaşırken ve depolanmamışken, tutmak ve enerji için kullanmak. Diyelim ki akşam 6’da ilk lokmayı yediniz.  7 birinci saat yani pik değeri. Pikten biraz önce ve sonra eğer kaslarınızı dans ederek, temizlik yaparak, yürüyüş yaparak çalıştırırsanız, kandaki şekeri kullanarak performans sağlamış oluyorsunuz. Özellikle kaçamak yapıyorsanız, o öğünün birinci saatinde hareket ederek ödeyeceğiniz bedeli azaltırsınız. Çalışmalar sonucunda zaten içine birinci saati alan egzersizlerin tip 2 diyabette diyabetin dengelenmesinde çok etkili olduğu anlaşılmıştır. Üstelik hipoglisemin yapmadığı, ilaç gibi reçetelenmesi gerektiği dönüp dönüp yazılıyor. Dolayısıyla, yemekten sonraki dans etme ya da hareket etme bunun yolu. Yemek depolandıktan sonra ertesi gün spor yapıp hareket etmek daha dolaylı. Onun için insülini baştan susturup depoya gitmeden kaslara göndermek çok daha akıllı bir yoldur.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Ayşegül Çoruhlu’nun yediklerinizi nasıl yakacağınızı ve kilo vereceğinizi anlattığı videoya buradan ulaşabilirsiniz: