Meyveler vitamin ve mineral açısından oldukça değerli besin kaynaklarından bir tanesidir. Tüketilen meyveler vücuda büyük ölçüde sağlık depolarken oluşabilecek hastalıklarında aynı zamanda önüne geçmektedir. İçeriğinde bulunan vitamin ve mineraller sayesinde bağışıklık sisteminin güçlü olmasını sağlamaktadır. Bazı meyveleri tüketirken kabuğuyla tüketilmesi gerektiğini dile getiren uzmanlar, tüketilmeyen meyve kabuklarının da çöpe atılmaması gerektiği yönünde açıklamalarda bulunmaktadırlar. Peki, meyve kabukları ne işe yaramaktadır?
Meyve kabuklarını atmamaya özen gösterin
Tüketilen meyveler vücudumuza büyük sağlık kaynakları olurken, birçok hastalığa karşı bizleri korumaktadır. Çeşitlerine göre tüketilen meyve sebzeler, farklı içerikleri sayesinde birçok hastalığa iyi gelirken, bağışıklık sistemimizi koruyarak oluşabilecek grip hastalıklarına karşı büyük bir duvar örmektedir. Meyve tüketimi yapılırken iki farklı düşünce de olunmasına neden olan bir konu bulunmaktadır. Bir takım düşünceye sahip olan insanlar meyveni kabuğuyla tüketilmesi gerekildiği yönünde bir görüş savunurken, diğer düşüncedeki insanlar da üretim esnasında meyvelerin maruz kaldıkları kimyasal maddeler dolayısıyla kabukların soyulması gerektiği yönündedir. Her iki düşünce bir yana dursun, meyvelerin kabuklarının büyük bir şifa deposu olduğunu biliyor muydunuz? İşte şifa kaynağı meyve kabuklarının işe yaradığı etmenler…
Hangi meyve kabuğu hangi işe yarar?
- C vitamini yönünden zengin turunçgiller kategorisinde yer alan portakalın sağladığı vitaminler ile vücuda büyük bir sağlık deposu olurken portakalın kabuğu da, evde bulunan ya da oluşabilecek böcekleri ev ortamından uzak tutmaya yaramaktadır. Aynı zamanda eve hoş bir koku katan portakal kabuğu, oluşabilecek rutubetlerin de aynı zamanda önüne geçe etmenler arasında yer alır. Kış mevsiminde tükettiğiniz portakalların kabuklarını atmayıp bu şekilde değerlendirmeniz, çok daha sağlıklı olacaktır.
- Vücuda sağladığı vitaminler sayesinde büyük bir şifa deposu olan Avokado, içeriğindeki doğal yağ bileşenleri sayesinde saça, cilde ve tırnaklara iyi gelirken, avokadonun kabuğu da cildi nemlendirmeye yarayan güzel bir doğal nemlendirici kaynağıdır. Avokado tüketimini yaptıktan sonra kabuklarını atmadan, temiz cildinize sürmeyi tercih edebilirsiniz.
- Bilhassa sağlıklı beslenen ve spor ile ilgilenen insanların en çok tercih ettiği besinlerden bir tanesi olan muz, tok tutucu özelliği ve içerisinde bulunan doğal karbonhidrat özelliğiyle vücuda şifa deposu olurken, muz kabuğunu yüzünüze peeling şeklinde sürebilirsiniz. Bu uygulama tıkanmış gözeneklerin temizlenmesine yardımcı olurken, cildin daha parlak ve yumuşak olmasına yardımcı olmaktadır. Muz kabuğunun bir diğer uygulanabileceği alan ise, muz kabuğunu dişlerinize sürerek, dişlerinizin doğal yönden beyazlamasını sağlayabilirsiniz.
- Yemeklerin vazgeçilmez eklentisi olan limon, hasta olunan dönemlerde içerdiği C vitamini sayesinde hastalıklardan kurtulmayı sağlarken, kabuğuyla da inatçı lekelerden kurtulmayı sağlıyor. İçerisini yani sulu kısmını tükettiğiniz limonu, kesme tahtasındaki çıkmayan inatçı lekeleri çıkarmak için kullanabilirsiniz. Kesme tahtasında bulunan inatçı lekeleri limonun kabuğuyla ovabilir oluşan lekelerden kurtulabilirsiniz. Aynı zamanda bu lekeleri çıkarmaya limon kabuğu yeterli gelmiyorsa, karbonat ya da tuzdan destek alabilirsiniz.
- Hazımsızlığa ve mide acımasına içerisindeki bileşenler doğrultusunda iyi gelen elma, sağlığa şifa veren besinlerden bir tanesi olurken, elmanın kabuğu da göz altında oluşan göz altı morluklarının iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda mevsiminde aldığınız elmaların kabuklarını, evde kendiniz kurutarak sonrasında demlediğiniz bitki çaylarının içerisine ekleme yapabilirsiniz.
- Hastalıklara karşı adeta bir savaşçı görevi gören narın, yapılan birçok araştırmaya göre şifa yönü en kuvvetli olan bölgesinin kabukları olduğu tespit edilmiştir. Şifası yüksek olan nar kabuklarını kesinlikle atmamalı, güneşte kurutup bitki çaylarının içerisine atarak şifasından faydalanabilirsiniz. Bu yöntem sayesinde kanserli hücrelerin oluşumunu engellerken, bağışıklık sistemininiz çok daha kuvvetli olmasını sağlayabilirsiniz.
