Bilhassa son dönemlerde pek çok farklı kişi tarafından sıklıkla duyulan cümleler arasında, yaşanılan hafıza kayıpları gündemde olmaya başladı. İzlenilen dizi ya da filmler, okunan kitaplar kişinin hafızasından bir çırpıda silinip giderken ” acaba ben bu filmi izlemiş miydim” ya da ” bu kitap bana nereden tanıdık geliyor?” tarzında sorgulamalar başlıyor. Yaşanılan bu durumun esasında bir karşılığı olurken haberimizin bu bölümünde neden kişilerin böyle bir süreç yaşadığına dair tüm detayları inceleyebilir, öğrenebilirsiniz…

Yakın geçmişi neden unuturuz?

Tıp literatüründe unutma eğrisi olarak lanse edilen bu durum, kişinin yakın geçmişe dair hafıza kayıpları yaşamasının izlediği film ya da okuduğu kitabın kalitesiz olmasıyla herhangi bir bağlantısı bulunmamaktadır. Bu durum tamamıyla insan hafızasının kendisine yaptığı bir çeşit oyundur. Unutma eğrisi teorisi içerisinde insan hafızası öğrendiği herhangi bir bilgiyi bir saat içerisinde yarından fazlasını unutma eğilimi içerisinde olurken, ilk gün öğrenilen bilgilerin zaman aşımına uğramasının ardından bilgilerin her geçen gün peyder pey olarak azaldığını gözlemlemek mümkündür. Unutma eğrisi bu durum itibarıyla kabul edilebilir bir durum olurken, unutma sürecinde yaşantımızın ve dünyaya bakış açışımızın unutma hızı üzerinde büyük ölçüde etkileri olduğu biliniyor.

Unutulan bilgileri tekrar araştırmak ne kadar doğru

Unutma kavramı pek çok insanın günlük yaşam içerisinde sıklıkla yaşadığı durumlar arasında yer alan durumların başında gelirken, unutkanlık süreci bazı durumlarda kişinin psikolojik olarak çeşitli sorgulamaların içerisine girmesine neden oluyor. Oysaki bu şekilde sorgulamalar kişinin bilgiyi tekrardan hafızasına kazımasına yardımcı olan etmenler gibi görünse de, bu bilginin tekrardan hafıza içerisine girmesinin herhangi bir öneminin olup olmadığını tartmak hayatta çok daha pozitif ve akıl dinginliğini yakalayabilmek amacıyla gerekli olan durumların başında gelmektedir. Bilhassa beynimiz çocuk yaşlarda karşılarına çıkan hemen hemen her bilgiyi öğrenmeye son derece müsaittir. Fayda sağlayabilir düşüncesiyle çocuk yaşlarda hareket eden beyin, yetişkinlik süreci içerisinde bilgileri ezberlememiz gerekliliğinin olmadığına dair uyarılarda bulunuyor. Bu durum itibarıyla hayatta başarılı ve mutlu olabilmek için hemen hemen her bilgiyi öğrenmek ve zihne kazımak yerine, kendi alanınızda ki bilgilere ulaşmanız çok daha sağlıklı ve gerekli olan durumların başında gelmektedir.

İLGİLİ MAKALE  Yıllardır zehir yiyormuşuz! Bu gıdayı hayatınızdan kesinlikle çıkarın

Beyin nasıl çalışır?

Vücudumuzun tüm mekanizmasını yönetmeye yardımcı olan beyinin, çalışma mekanizması son derece önemlidir. Tüm nöronlara farklı alanlarda sinyal göndererek etkileşim içerisinde olmasına yardımcı olan beyinin nasıl çalıştığını incelemek gerekirse, beynimiz vücudumuzun farklı noktalarından beynimize saniyede milyonlarca kez sinyal ve ileti gitmektedir. Beyin ise bu sinyalleri nöronları sayesinde değerlendirip, araştırıp, hafıza içerisinde bulunan eski bilgilerle eşleşme sonucunda yeni bağlantılar kurarak işleme alır. Bu durum da genel itibarıyla hareket etme, konuşma, görme, işitme, düşünme gibi çeşitli davranışlarımızın oluşmasını sağlar. Bu durum itibarıyla beynimiz bir döngü içerisinde çalışır, bu döngünün sağlıklı bir şekilde devam etmesi kişinin tüm davranışları üzerinde mutlak ölçüde etkisi bulunmaktadır. Yıllardan beri beynin çalışması ve nörolojik bir takım durumlar üzerinde çeşitli araştırmalar gerçekleştirilse de beynin çalışma mekanizması hala daha incelenmeye ve keşfedilmeye devam etmektedir. Beyninizin gelişmesini ve sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlamak için düzenli olarak beyin egzersizleri içerisinde bulunmak son derece önemlidir. Beyin egzersizleri, beynin gelişmesine aynı zamanda beynin çok daha aktif bir şekilde çalışmasına yardımcı olan durumların başında gelmektedir. Bu durum itibarıyla beyninizin sağlıklı bir yapıda olmasını sağlamak için düzenli olarak kitap okuma, bulmaca çözme ya da sayısal basit pratikler yapmayı kesinlikle ihmal etmeyin.