Anadolu coğrafyası yüzyıllardan beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yerdir. Dünya üzerindeki konumu nedeniyle bir geçiş bölgesi olmuştur. Gerek iklim koşulları, gerek verimli toprakları, gerekse yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle adeta vazgeçilmez bir yer olmuştur. Tarihte bir sürü medeniyet Anadolu için savaşlar yapmış ve bu bölgeyi elinde tutmaya çalışmıştır. Anadolu’nun önemi milattan öncelerine kadar dayanmaktadır. Eski çağ uygarlıkları tarafından da çok kıymet gören bir yerdir. Ülkemizin özellikle güneyinde bulunan ve çok eski çağlardan beri Mezopotamya olarak bilinen bölgede dünya tarihini sıfırdan yazan, tarihi algımızı tamamen değiştiren keşifler yapıldı. Dünyanın sıfır noktası olarak belirlenen yerde insanlık tarihinin en eski izlerine ulaşıldı. İnsanlık tarihi bu keşif ile yeniden yazıldı. Bu yer Göbeklitepe’dir.

Göbeklitepe, Şanlıurfa merkeze 18 km uzaklıktaki Örencik köyü yakınlarındadır. Yapılış amacı hala tam olarak bilinmeyen Göbeklitepe, içerisinde barındırdığı kalıntılarla insanları adeta büyülemektedir. Keşfi 1994 yılında alman arkeolog Klaus Schmidt tarafından yapıldı. Keşif öncesinde yerel halkın orayı ziyaret ettiği, adaklar adayıp dua ettiği bilinmektedir. Tarla sahiplerinin tarlalarını kazmasıyla hikâye başlamıştır. Mahmut yıldız tarlasını sürerken bir heykele denk gelir ve bunu yetkililere verir. Yetkililer heykeli inceledikten sonra kazılara başlar ve günümüzdeki haliyle Göbeklitepe’yi kazarlar. Şu an Göbeklitepe’nin sadece %7’lik bir kısmı açılmış durumdadır. Geriye kalan kısmı ise hala gizemini korumakta ve kazılmayı beklemektedir.

Göbeklitepe

Göbeklitepe

Göbeklitepe: İnsanlığın ilk ibadet yeri

Göbeklitepe insanlığın ilk ibadet yeri olarak kabul edilmektedir. İnsanoğlunun ilk inanç sistemini oluşturduğu ve bunun için mabet yaptığı ilk yer Göbeklitepe’dir. İçerisinde bulundurduğu T biçimindeki büyük taş sütunları bizlere çok fazla bilgi vermektedir. Özellikle bu taşların üzerindeki kabartmalar o dönem hakkında bizleri bilgilendirmektedir. Yapılış amacı tam olarak bilinmediği için Göbeklitepe hakkında sayısız teori ortaya atılmıştır. Özellikle tarihi milattan önce 12 binlere dayandığı için çok fazla merak konusu olmuştur. Dünyanın 7 harikasından biri olan Gize’deki Mısır Piramitleri’nden ve İngiltere’deki Stonehenge’den tam 7.500 yıl önce inşa edilmiştir.

Göbeklitepe: Sıradışı bir yapı

Göbeklitepe’nin konumu yıldız takımlarına göre hizalanmış ve inşa edilmiştir. Sıradan bir yapı olmadığı oldukça açıktır. Göbeklitepe’yi önemli kılan başka bir detay ise o dönemlerdeki insanların bu denli yapılar yapabileceği düşünülmüyordu. Göbeklitepe bütün bu algıları yok etmiştir. O dönemin insanları genellikle mağaralarda ve ağaç kovuklarında yaşayan insanlar olarak bizlere yıllardır anlatılıp durdu. Ancak bu keşif ile dünya ve insanlık tarihi yeniden yazılmak zorunda kaldı. Özellikle taşlardaki kabartmalar çok dikkat çekmektedir. Bu aynı zamanda ilk sanat eserleridir. Kabartma sanatının da ilk örnekleridir. Yerel halk özellikle bahar aylarında Göbeklitepe keşfedilmeden önce oraya gider ve dualar ederlerdi. Çocuğu olmayanların da oraya gittiği ve çocuğu olduğu söylenmektedir. Yapılan kazılarda tam da o bölgede doğum yapan kadın kabartması bulundu. Bunun yanında da çok büyük yapılar ve odalar bulundu. Bunların doğumhane olduğu düşünülmekte ancak hala tam bir netlik kazanmış değildir.

İLGİLİ MAKALE  Göbeklitepe ile yaşıt olan höyük: 'Gre Fılla' Höyüğü

Göbeklitepe yapılışının ardından yaklaşık bin yıl sonra yine Göbeklitepe’yi yapanlar tarafından toprakla örtülmüş ve saklanmıştır. Bunu yapmalarının amacı günümüzde hala tartışmaya açık bir konudur. Bu denli yapıları inşa edenlerin tekrardan zarar vermeden kapatmaları oldukça şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Bu toprak tabakası doğal yollarla oluşmuş bir tabaka değildir. Yapılan araştırmalarda da bu net bir şekilde görülmektedir. Sayısız teoriye konu olan Göbeklitepe bugün hala gizemini korumakta ve insanoğlunun zihnini meşgul etmektedir…

Video: Gizemli Tarih: Göbeklitepe | TRT Belgesel