Sinemanın içimizde uyandırdığı o güzel hissi tarif etmek neredeyse imkansızdır. Çok iyi bir film izlediğimizde ulaştığımız doyum, bizi yenileri için heyecanlandırır. Adeta başyapıt olan kült filmler de bu yüzden sık sık araştırılır ve kıyıda köşede kalmış olanlar sinemaseverler tarafından didik didik edilir. Biz de bu duyguyu iyi bildiğimizden, her biri adeta bir başyapıt olan kült filmleri sizler için derledik. İşte, her biri adeta bir başyapıt olan kült filmler.

Başyapıt niteliğindeki kült filmler

  • Amelie

Her sinemaseverin adını mutlaka duyduğu bir film olan 2001 yapımı Amelie, dünyaca ünlü Fransız yönetmen Jean-Pierre Jenuet’in unutulmaz eseridir. İçerisinde sayısız metafor barındıran başarılı film, kahramanı Amelie’nin anne ve babasını kaybetmesinden sonra geçirdiği deneyimleri izleyiciye aktarıyor. Hep başkalarının mutluluğu için didinip duran Amelie, bir gün kendisinin de mutlu olma ihtiyacını fark eder.

Amelie filminden unutulmaz replikler

“Parmak gökyüzünü gösterdiğinde sadece aptallar parmağa bakar.”

“Kemiklerin camdan değil ama hayat seni de kırabilir.”

“Oysa ki siz bayım bir sebze bile olamazsınız. Çünkü enginarın bile bir kalbi vardır.”

“İnsan zamanı durdurmak istediği yere aittir. ”

“Aşksız bir kadın, güneşsiz bir çiçek gibidir. Solar…”

“Hayat asla sergilenemeyecek bir oyunun sonsuz tekrarından ibarettir.”

  • Piyanist

2004 yılında görücüye çıkan Nobel Edebiyat Ödüllü Piyanist, Elfriede Jelinek’in ”Die Klavierspielerin” isimli sevilen romanından esinlenerek çekilmiştir. Avrupa’nın en iyi filmlerinden bir tanesi olarak kabul gören Piyanist, eleştirmenlerden tam not almıştır.

Piyanist filminden unutulmaz replikler

“Benim duygularım yok Walter, bunu kafanıza sokun. Bir gün olsun zekamın önüne geçemezler.”

“Pianistim, şair değil. Hem aşk bayağı şeyler üzerine kurulur.”

“Hem sonuçta aşk, bayağı şeyler üzerine kurulur, değil mi?”

  • Bisiklet hırsızları

İtalyan Yeni – Gerçekçilik akımının bir temsilcisi olan Bisiklet Hırsızları, teknik ve sinematik özelliklerinden dolayı bu tanımı sonuna kadar hak eden bir film. Oyuncularının tamamen amatör olduğu film, 2. Dünya Savaşı sonrasındaki Roma halkının fakirliğini anlatıyor. Çekimleri siyah beyaz olan filmde hiçbir plato ya da stüdyo kullanılmadan yalnızca gerçek mekanlar kullanılmıştır.

  • Cennet Sineması

Ünlü bir yönetmen olan Salvatore, 30 yıl sonra bir arkadaşının öldüğünü duyup doğup büyüdüğü kasabaya geri döner. Kasabada eski anılarını hatırlayan Salvatore, etkileyici olaylar yaşar. Tüm dünyanın çok sevdiği Cennet Sineması, hem sinema hem de aşkla ilgili kült bir filmdir. Akdeniz toplumlarının çok beğeneceği ve üzerine uzun uzun düşüneceği bu film herkes tarafından izlenmeli. Sinemaseverler bu filmi kaçırmamalı.

İLGİLİ MAKALE  Pazar günlerini boş boş evde geçirmek istemeyenler için Hikmet Anıl Öztekin'in film önerileri

Cennet Sineması filminden unutulmaz replikler

“Arkadaşlarımı görünüşlerine, düşmanlarımı zekalarına göre seçerim.”

“Dünya’yı 2-3 günde yaratan tanrı, iyi iş çıkarmış, ama ben olsam daha uzun sürerdi ve daha güzel yapardım.”

“Bak, sana bir hikaye anlatacağım Toto. Bir zamanlar krallığın birinde bir kral güzel prenses için ziyafet verir. Kapıda bekleyen asker kralın kızını görür ve bir çırpıda aşık olur. Fakat kralın kızının basit bir kapı görevlisiyle ne işi olabilir? En sonunda asker prensese ulaşır ve artık onsuz hayatının bir anlamı olmadığını söyler. Prenses askerin aşkından etkilenir. “Eğer balkonumun altında hiç hareket etmeden yüz gün yüz gece bekleyebilirsen senin olabilirim.” der. Asker kabul eder ve prensesin balkonun altına gider. Bir gün, iki gün, üç gün, yirmi gün, otuz gün… Her gece prenses dışarı bakar, ama o kımıldamaz bile. Yağmurda, rüzgarda, karda… O hep oradadır. Kuşlar kafasına pisler, arılar sokar, ama o kımıldamaz. Doksanıncı günden sonra taş kesilmiş bir vaziyette gözlerinden akan yaşları zapt edemez. Uyumaya bile dermanı kalmamıştır. Tüm o günlerinde prenses onu camından seyreder. Ve doksan dokuzuncu günün akşamında asker sessizce çekip gider oradan. Bu hikayenin ne anlama geldiğini sorma. Çünkü ben de bilmiyorum. Eğer bir gün anlarsan sen bana söylersin.”

  • Sevmek Zamanı

Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna” isimli kitabından esinlendiği çok açık olan Sevmek Zamanı, gerçek aşkı ve ayranlığı iliklere kadar hissettiren bir filmdir. Bir resme aşık olan adamın resimdeki kadını gerçekte hayatına alıp hayal kırıklığına uğramaktan korkmasını işleyen film, izleyenlerin üzerinde büyük etkiye neden olacak.

Sevmek Zamanı filminden unutulmaz replikler

“Sen dostlukların, aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. İnanamadım… İkinci kez zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu, bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı.”

“Ben senin resmine değil de, sana aşık olsaydım ne olacaktı?”

İLGİLİ MAKALE  Yeni yayına giren Netflix dizileri. Bu dizileri kaçıran pişman olur!

“Resmin benim kendimden bir parça. Bırak ben onu seveyim. Sen sevmek isteme beni, senin ellerini tutmak istemiyorum. Sonra çekersin o ellerini benden.”

“Resmin sen değilsin ki, resmin benim dünyama ait bir şey.”