Yunus Emre’nin eserleri hiç şüphesiz ki nesiller boyu dilden dile aktarılır hale geldi. Divan sahibi ilk sanatçı oluşu, hayatı, yaşadığı döneme damga vurması ve elbette eserleri oldukça önemli sayılabilir. Peki, Yunus Emre kimdir, Yunus Emre’nin eserleri nelerdir?

Yunus Emre Kimdir?

1241-1321 yılları arasında yaşadığı kabul edilen, Taptuk Emre dergahında yetişen ünlü sanatçıdır. Doğum yeri net olarak bilinmemekle birlikte, 13. yüzyıl ortalarına doğru Moğol istilası döneminde yaşadığı bilinir. Medrese eğitimi görmüş, burada Arapça ve Farsça öğrenmiştir. İlgilendiği konular İran, Yunan mitolojisi, tasavvuftur. Nerede öldüğü ve gömüldüğü bilinmiyor.

Yunus Emre’nin Hayatı

Anadolu Selçuklu Dönemi’nde yaşadığı tahmin edilen Yunus Emre’nin okuma yazma bilmediği, babasının yanında çiftçilik yaptığı söylenir. Elbette hakkındaki bilgilerin çoğu kanıtlanmamış olsa da dönemine bakılarak iddialarda bulunmak mümkündür. Ayrıca Yunus Emre derviş olarak Azerbaycan, İran, Şam, Şiraz, Tebriz, Maraş, Nahcivan, Kayseri gibi birçok yerde bulunmuştur.

Yunus Emre'nin eserleri

Yunus Emre’nin eserleri

Yunus Emre’nin En Bilinen Eserleri

Yunus Emre, edebiyatımızdaki en önemli eserleri veren ünlü bir sanatçıdır. Bu eserler iki adettir. Birisi Divan, diğeri ise Risaletü’n – Nushiyye’dir. İki eserin de türleri birbirinden farklıdır ve gerek hece ölçüsü gerek aruz ölçüsü kullanılmıştır. Risaletü’n – Nushiyye, mesnevi nazım biçiminde ve aruzun mefâîlün mefâîlün feûlün vezniyle yazılmıştır. Oldukça ünlü olan bu iki eser sayesinde Yunus Emre’nin dönem şartlarındaki edebiyat anlayışı görülmüş olur.

Yunus Emre’nin Dil Anlayışı

Yunus Emre’nin eserlerinde kullandığı dil, Divan edebiyatının ölçülü bir dil anlayışına yatkın olsa da oldukça sade ve anlaşılabilirdir. Şiirlerinde islami dönemin etkileri çok net şekilde görülen Yunus Emre’nin birçok yazma nüshası vardır. Yunus Emre hakkında incelemeler yapan sanatçılar arasında en bilineni Fuat Köprülü’nün Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eseridir. Günümüzde dahi bu eserin önemi bilinir.

Türk edebiyatındaki en önemli yazarlardan birkaçı olan Sultan Veled, Ahmet Fakih gibi ünlü sanatçıların da eksiksiz gramer anlayışı vardır fakat Yunus Emre bu işi oldukça düzgün yapar. Üstelik Arapça ve Farsça sözcükleri başarıyla kullanır, döneminin edebiyat anlayışını çok iyi kavramış ve bilmiş bir yapıdadır. İslamiyet’i daha fazla benimsemiş o dönem halkını çok iyi bildiği sözcüklerle büyülemeyi başarmıştır.

Yunus Emre’nin kullandığı Türkçe de günümüz Türkçesinden pek de farklı sayılmaz. Onun için diğer Divan şairlerini anlamak Yunus Emre’yi anlamaktan daha zor olabilir. Çünkü eserlerinin birçoğunda kendi dönemini yansıtmayı seven sanatçıdır.

Yunus Emre'nin eserleri

Yunus Emre’nin eserleri

Eserlerinin Özellikleri

Döneminde yazılan birçok esere göre daha sade ve anlaşılır bir dil kullanmayı tercih eden Yunus Emre’nin eserleri pek çok özellik barındırır.

Birkaçı şu şekilde sayılabilir:

  • Divan eserinde hece ve aruz ölçüsünü birlikte kullanmıştır.
  • Gazel ve mesnevi nazım biçimlerini de barındırır.
  • Aruz vezniyle ve gazel şeklinde söylenen eserleri bir yana dursun, ilahilerin birçoğunu hece ve dörtlüklerle söylemiştir.
  • Risaletü’n Nushiyye ise bir tür mesnevi sayılabilir.
  • 14. yüzyılın başında yazılan bu eserin 13 beyitlik bir mukaddimesi bulunur.
  • Bu eser hakkında bazı sanatçıların belirttiğine göre Türk edebiyatında pend-name türünde bir eserdir.

Bütün bu eserler incelendiğinde Yunus Emre’nin dönem şartlarına göre edindiği dil ve üslup daha net incelenebilir. Diğer sanatçılara göre hece ve aruz ölçüsünü fazla kullanması, dilinin sadeliği ve yaşantısı bakımından oldukça sevilen bir sanatçımızdır. Sonuç olarak edebiyatımızda en çok değer görmesi gereken sanatçılardan biri olan Yunus Emre, verdiği iki eseriyle edebiyatımızda en önemlileri sunmuştur. Bu sayede günümüzde de edebiyat konuşulduğunda adı mutlaka geçen sanatçılarımızdan biri haline gelmiştir.

İLGİLİ MAKALE  Üniversite sınavında Türkçe ve Edebiyat derslerine nasıl hazırlanmalıyız?

Yunus Emre’nin Eserleri:

Divan

  • Yunus Emre’nin ilk önemli eseri Divan’ıdır.
  • Yunus Emre, Anadolu sahasında divan sahibi ilk sanatçı olarak değerlendirilmektedir.
  • Divan’ında kullandığı dilden hareketle Oğuz dilinin en yetkin isimlerinden biri olarak kabul görmüştür.
  • Yunus Emre Divanı’nda 400 civarında şiir mevcuttur.
  • Yunus Emre Divanı’nda hece ve aruz ölçüsü birlikte kullanılmıştır.
  • İlahilerin çoğu dörtlük yapısına sahiptir.
  • Divan’ın içerisinde gazel ve mesnevi nazım şekliyle yazılmış şiirler de vardır.
  • Onun asıl ölmez eseri, büyük bir aşk ve düşünüş ve coşkuyla söylediği şiirlerini bir araya toplayan Divan’ıdır. Yunus
  • Divanı’nda aruz vezniyle ve gazel şeklinde söylenmiş şiirler de vardır, fakat şair ilâhi’lerinin çoğunu ve en güzellerini hece ve dörtlüklerle söylemiştir.

Risaletü’n Nushiyye

  • Yunus Emre’nin ikinci önemli eseri Risaletü’n Nushiyye (Nasihatlar Kitabı)’dir.
  • Bu eser mesnevi olarak kaleme alınmıştır.
  • Risaletü’n Nushiyye’nin 14. yüzyılın hemen başında yazıldığı araştırmacılarla kabul görmüştür.
  • Risaletü’n Nushiyye’nin 13 beyitlik bir mukaddimesi vardır.
  • Bu giriş bölümünden sonra mensur bir bölüme yer verilmiştir.
  • Risaletü’n Nushiyye sırasıyla şu üç bölümden oluşur: Dasitan-ı Ruh ve Akıl, Dasitan-ı Kanaat, Dasitan-ı Gadab.
  • Emine Yeniterzi’ye göre bu eser “Türk edebiyatında pend-name türündeki ilk eser”dir.

ŞOL CENNETİN IRMAKLARI

Şol cennetin ırmakları
Akar Allah deyu deyu
Çıkmış islam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu

Aydan aydındır yüzleri
Şekerden tatlı sozleri
Cennette huri kızları
Gezer Allah deyu deyu

Yunus Emre var yarına
Koma bugünü yarına
Yarin Hakk’ın divanına
Çıkam Allah deyu deyu

AH NİDEYİM ÖMRÜM SENİ

Yok yere geçirdim günü
Ah nideyim ömrüm seni
Seninle olmadım gani
Ah nideyim ömrüm seni

Geldim ve geçtim bilmedim
Ağlayıp güssa yemedim
Senden ayrılam demedim
Ah nideyim ömrüm seni

Hayrım şerim yazılacak
Ömrüm ipi üzülecek
Suret benden bozulacak
Ah nideyim ömrüm seni

Gidip geri gelmiyesin
Gelip beni bulmayasın
Bu benliğe sermayesin
Ah nideyim ömrüm seni

Hani sana güvendiğim
Guveniben yuvandığım
Kaldı külli kazandığım
Ah nideyim ömrüm seni

Miskin Yunus gideceksin
Acep sefer edeceksin
Hasret ile kalacaksın
Ah nideyim ömrüm seni

GELİN EY KARDEŞLER

Gelin ey kardeşler gelin
Bu menzil uzağa benzer
Nazar kıldım şu dünyaya
Kurulmuş tuzağa benzer

Bir pirin eteğin tuttum
“Ana beni” deyip gittim
Nice yüzbin günah ettim
Her biri de bir dağa benzer

Çağla Derviş Yunus çağla
Sen özünü Hakk’a bağla
Ağlar isen haline ağla
Erdem vefa yoğa benzer

ŞÖYLE GARİP BENCİLEYİN

Acep şu yerde varm’ola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin

Gezdim urum ile şamı
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Şöyle garip bencileyin

Kimseler garip olmasın
Hasret oduna yanmasın
Hocam kimseler duymasın
Şöyle garip bencileyin

Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göynür özüm
Meğer ki gökte yıldızım
Şöyle garip bencileyin

Nice bu dert ile yanam
Ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam
Şöyle garip bencileyin

Bir garip ölmüş diyeler
Üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin

Hey Emre’m Yunus biçare
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şara
Şöyle garip bencileyin

GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ

İLGİLİ MAKALE  Yunus Emre'nin eşsiz sözleri

Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne deliyem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi

Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi

Akar suların çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi

Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halım kim bile
Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluban yürürüm
O yâri düşte görürüm
Uyanıp melül olurum
Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi

DURUN DURUN AŞKA SELA

Divaneler divaneler
Durun durun aşka sela
Aşk esriği mestaneler
Durun durun aşka sela

Mest-i elestler kandaksız
Mestane mestler kanatsız
Saki duruptur çanaksız
Durun durun aşka sela

Merdaneler merdaneler
Erlik demi bu gündürür
Baş verüben can terkini
Vurun vurun aşka sela

Ey nice hamle idelim
İşbu fenadan gidelim
Binin binin şevk atalım
Sürün sürün aşka sela

Muhabbet yoluna girip
Aşktan dava kılan kişi
Tan eylemiş aşıklara
Görün görün aşka sela

Akıl ne bilir aşkı kim
Mağrur oluptur aklına
Aşkı bu gün bu Yunus’a
Sorun sorun aşka sela

GEL GİDELİM DOSTA GÖNÜL

Bir karardan durmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinden yanmayalım
Gel gidelim dosta gönül

Kılavuz ol gönül bana
Gel gidelim yârdan yana
Canım kurbandır canana
Gel gidelim dosta gönül

Kara haberin almadan
Can bedenden ayrılmadan
Azrail bizi bulmadan
Gel gidelim dosta gönül

Gerçek murada varalım
Yârin hatırın soralım
Yunus Emre’yi alalım
Gel gidelim dosta gönül

KALANLARA SELAM OLSUN

Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun

Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun

Tenim ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir aşan vech-ile
Yunanlara selam olsun

Azrail alır canımız
Kurur damarda kanımız
Yuyacağın kefenimiz
Saranlara selam olsun

Sala verile kasdimize
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun

Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun

Miskin Yunus söyler sözün
Yaş doldurmuş iki gözün
Bizi bilmeyen ne bilsin
Bilenlere selam olsun

ÖLÜM

Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler

Yunus derki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler

ÂDEM OĞLU

Miskin Adem oğlanı, nefse zebun olmuşdur
Hayvan canavar gibi, otlamağa kalmıştır

Hergiz ölümün sanmaz, ölesi günin anmaz
Bu dünyadan usanmaz, gaflet önin almışdur

Oğlanlar öğüt almaz, yiğitler tevbe kılmaz
Kocalar taat kılmaz, sarp rüzgar olmuştur

Beğler azdı yolundan, bilmez yoksul halinden
Çıktı rahmet gölünden, nefs gölüne dalmışdur

Yunus sözi alimden, zinhar olma zalimden
Korkadurın ölümden, cümle doğan ölmüşdür.